Dedem derdi ki; insanı toprağı çekerse yüzü güler.
Kendini bir kuş tüyü kadar hafif.
Bir nehir kadar coşkulu.
Dere gibi dingin.
Bir rüzgar kadar sarhoş edici.
Bulutlar kadar gizemli.
Orman gibi yüce.
Ve içi içine sığmayacak kadar deli hisseder.
Benim gibi…
Bi de yalnız.
Yanımda kim olursa olsun, hep yalnız hissettiğim, her sokağından geçerken, her dokunduğum eskide, duyduğum taze çay kokusunda sadece benim, yanımda.
İçimdeki heyecan ve ben.
Bundandır sürekli iç geçirmem.
Hele akşam saati olduğunda, ışıklar yandığında, arnavut kaldırım sokaklarında, tarihi dokusunda, şehre tepeden bakışında, sokakların bekçisi gibi dolaşan koca kafalı köpekleriyle, gökyüzünün bile başka bir mavi olduğu, odun kokusunun kömür kokusuna karıştığı, rüzgarında her türlü kokunun barındığı, eski ama bana hep taze gül dalı gibi gelen Kale’m.
Dün akşam da yine gitme kal der gibiydi. ❤

