NOTA BENE / Önemli Not

Bir astrolog dedi ki: yastayım.Depremde ailesinden hiç kimseyi kaybetmemiş, her ne kadar “Ölümle, yalnızca sevdiğiniz biri ölünce gerçekten yüz yüze gelirsiniz…” dense de o kaybedilen canlar
için yasta. Saygı duydum, onaylandığımı ve yalnız olmadığımı hissettim. Malum, bazıları için hassas, duygusal, empatik olmak, zayıf ve güçsüzlük demek. Oysa yas “gönül yarasıdır” can sızısıdır, boşluğa düşmektir, boşluğun kendisidir hatta. Ve bilirim ki “her yiğidin kendine özgü bir yoğurt yiyişi vardır” Acılar yarıştırılamaz, acıyı kimin ne kadar hissettiği ve nasıl yaşadığı kişiseldir. Ama, “benim acım içimde, ben kaybedilen yaşarken, yapmam gereken her şeyi yaptım” diyerek birkaç gün içinde, “vur patlasın çal oynasın” diyerek “normal” hayata dönmek “takdire şayan” olsa da, benim hayata baktığım pencereden, bu kadarına da pek saygı duyamıyorum!
Annemi kaybettiğimde, bir hafta sonra “hayat devam ediyor, kendine gel” deme cüretini kendinde bulan densizle ve yine bir hafta sonra kadeh tokuşturma pozları paylaşanlar, tanımadığı insanların üzüntüsünü hiç mi yaşamaz acaba?
Artık biliyorum ki “Nerede bir can ölse oralı olur yüreğim” sadece bir dize ve bilirim ki bu duygu, bu hissediş, bu “farkındalık” herkese uğramaz ve bunu herkes anlamaz! Belki de Nuri Bilge Ceylan’ın dediği gibi “Üşümezsin diye üstünü örttüğünüz birinin cenazesine katılmadan, dünyayı anlayamazsın” Ahhlar zamanındayız, vahları çoğaltan, karanlık insanların çağına denk geldik!

“Yalvarırım
Bir şeyler yapın
Bir dans öğrenin
Bir adım
Varlığınızı hak ettirecek
Derinizi ve tüylerinizi giyme hakkı verecek
Yürümeyi ve gülmeyi öğrenin
Çünkü çok aptalca olur yoksa
Sonunda
Bu kadar insan ölmüşken
Siz yaşıyorsanız eğer
Hayatta hiçbir şey öğrenmeden.”*

Canan Kayışlı

*Delbo


Yorum bırakın