QUOD ME NON OCCİDİT FORTİOR ME/ Beni Öldürmeyen Her Şey

Arı etrafımızda dolanıp duruyordu, herkes korku içinde, uzaklaşmaya çalıştı. Ben, “korkmayın bir şey yapmaz, onlar da bizden korkuyor” diyerek efelik yaptım. O gün ve birkaç gün hiç bir şey olmadı. Sonra… Masanın üzerinde duran anahtarı alırken, görmediğim arı parmağımı “şişirdi” Muhtemelen, benden korktu. Baktım yaşıyor, sevindim. Bir saat sonra, bu defa “fermuarsız” çantamda bir şey ararken, avuç içimi de yakan bir şey oldu. Çantayı boşaltınca, arıyı gördüm. Bu o arı mıydı, onun arkadaşı mıydı çözemedim. Başladığı iş yarım mı kalmıştı acaba? Amaç “derin” zarar vermek miydi bilmiyorum! Arıyı ezilmemesi için kenara aldım. Soğuk kompres ve yatıştırıcı bir kremle çare aradım “derdime”, bir de bana “çığlık” yazarak…
Biliyorum ki, arı sokması şifa da demek, bağışıklık sistemini güçlendiren bir tarafı var arı zehirinin. Bir de bu tarafından bakmaya çalıştım, çalışıyorum canımı yakan kendi küçük, etkisi büyük varlığa!
“Arı zehirinin aktif maddesi MELITTIN, farelerde kanser tümörlerini 60 dakika içinde öldürür.
Araştırmalar melittinin kanser öldürücü bir bileşen içerdiğini keşfettiler. Bu bileşen hücrenin yüzeyine veya plazma zarına nüfuz eder, delikler veya gözenekler oluşturarak hücrenin ölmesine neden olur.
Bilim adamları ayrıca Melittin’in, kanser hücrelerinin çoğalmak ve büyümek için birbirleriyle iletişim kurmasına izin veren önemli mesajlaşma veya sinyal yollarını engellediğini buldular.”
Bu bilgilerden sonra, arıyı bulsam bir de teşekkür edeceğim neredeyse…
Ezcümle:
Birileri, sizi yaralasa da, ışık o yaradan içeri girer. Canınızı yakan, bilmeden ve istemeden sizi güçlendirir… Sonra?

RESİMDEKİ BENİM PARMAĞIM DEĞİL…


Yorum bırakın