Şiirle Isınmak ya da Şiire Sığınmak

Ben sana hep üşüyordum,
Çünkü kıştım.
Nakıştım, bakıştım.
İnkar etmiyorum da bunu,
Seni sevmek gibi büyük işlere kalkıştım.

Ve lütfen inkar etme;
Sana en çok ben yakıştım.

Özdemir ASAF❤

Özdemir Asaf’la ben lise son sınıfta tanıştım.
Bence geç kalmıştım.
Dersanedeki hocam ödev vermişti hepimize ” Sevdiğiniz bir şairin siirini ezberleyin.” Diye…

Dost Kitabevini biliyorsunuzdur, ordan gidip bakın bir şiir kitabı, hem de kitaplığınızda bulunsun demişti.
Tam da yeni yıla bir gün kala çok soğuk bi Ankara, ayaz dolu bir Aralık günüydü.

Yanımdaki arkadaşım o şiir kitabını bana hediye almıştı.
İçine de; Aralık 1985 yazmıştı ve peşine eklemişti,” ben sana hep üşüyordum.”
Bütün akşam kitabı aradım ama bulamadım dün.
Koyduğum yeri unutmuşum.
Ama şiiri hep hatırladım.
O zamanlar çok saçma gelmişti şiir ezberlemek.
Oysa herkesin bir şiiri illaki olmalıydı ezbere bildiği.
Ne kadar geç anladım bunun insan için ne özel bir değer olabileceğini.
Birinin kulağına fısıldanan şiirin ne büyük anlamlar taşıdığını.
Çimlere uzanmış güneşi seyrederken, bulutların geçişine hayran kalırken, birden ezberindeki şiiri okumak ne özelmiş meğer.
Ağlayan bir çocuğu oyalarken usulca söylemek.

Benim ilk ezberlediğim şiirdi bu şiir.
İlkokuldaki şiirleri saymazsak.

Senin olsun bu şiir demişti hocam.
Hiç unutma.
Zamanı gelince okuyacağın kişiyi bulursun.
Kimseye okumadım ama hiç de unutmadım.

Bugün yine soğuk bir Ocak akşamı, dost kitabevinden şimdi çıktım…
Özdemir Asaf okudum oturup, yıllar sonra, soğuk bir Ocak akşamında sıcacık bir şiir okumak.
Isıttı içimi; ve ben hala ona üşürken…


Yorum bırakın