Her attığım adımda, arkamda, yanımda, yöremde bir kelebek var, omzuma hafifçe konup, sonra omzuma bir öpücük kondurup, yolumu ve yönümü bana gösteren bir kelebek…
Hep sol omzumda, kalbime yakın yerde, gözümü yana doğru kaydırıp ona bakınca gözleriyle karşılaşıyorum.
Gülüyor içi gözlerinin.
Benim ki gibi…
“Hayatının katlanabilir hale gelmesi için çocuk ol ” diyor.
Unutma; içindeki çocuğu demiyorum, sen çocuk ol diyor, hayat seni doğursun…
Hayatın çocuğu ol…
Bırak kendini hayata, o seni yeni baştan doğursun, bırak yaşama uygun olduğun yere koysun, senin süzgecin değil yaşamın en yüce gerçeği gelsin önüne koysun yaşamının tüm olasılıklarını…
Hem nefes aldığımız sürece hayata aitiz, hem onunla nefes alıp onunla bir çiçek gibi tomurcuklanmaktayız.
O bilir bizi nereye koyacağını.
O bilir o tomurcuğun polenlerini nereye saçacağını.
Şimdi bırakıyorum kendimi, beni yeniden doğursun ve bir toprak gibi yoğursun.
Bir tornanın başında senin niyetini bilirken, çamurun da yaratımda bir söz hakkı olması gibi…
Bazen sert, bazen sulu, bazen de en uygun kıvamda yoğursun ve doğursun hayat beni, olmak istediğim yerlere…
İyi ki yaptım diyeyim.
İyi ki sustum.
İyi ki ağladım.
İyi ki şaşırdım.
İyi ki söyledim.
İyi ki sevdim.
İyi ki öptüm.
İyi ki iyi ki diyeyim ve yeniden doğup “hayatın çocuğu”olayım…
Hazırım…🌺

