“Cehennemin en azap verici yeri, büyük ahlâki çöküntü dönemlerinde tarafsız kalanlara ayrılmıştır.”
Dante Alighieri
Her şeyi kendine uyarlayan bir Türkiye yaratmışlar…
Bir gazetecinin gözaltına alınmasını yorumlayan ve “Türkiye şartlarında yapılan gazeteciliği bilmemek” ifadesini kullanan biri, aslında kişiliğinin gazeteciliğin ruhuna aykırı olduğunu ilan etmiştir. Gazetecilik, şartlara teslim olmak değil, şartları sorgulamaktır. Eğer bir ülkede gazetecilik yaparken belirli sınırlar içinde kalmanız gerektiği, aksi takdirde cezalandırılacağınız öğretiliyorsa, bu meslek adına utanç vericidir. Bir gazeteci, koşulları kabullenmek yerine onları değiştirmek, halkı doğru bilgilendirmek ve gerçeğin peşinden gitmek zorundadır.
Her şeyi kendine uyarlayan bir Türkiye yaratmışlar:Kuralları, etiği, meslek ahlakını, dostluğu, sevgiyi, adaleti… Hepsini bu topraklara özgü, burada geçerli, buranın şartlarına uygun hale getirmişler. “Burada böyle.” klişesi dillere pelesenk bir şarkı artık!
Evrensel ilkelerden, haklardan, insanlıktan bahsetmek bile lüks sayılıyor. Evet, izin almadan görüntü ve ses kaydı a-lı-na-maz, yayınlanamaz, bu sadece Türkiye’de değil, Almanya’da da böyle, Fransa’da da, Hollanda’da da.
Ama birileri Türkiye’de gazeteci olmanın, gücü elinde tutanların koyduğu sınırlar içinde hareket etmek demek olduğunu kabullenmiş. Onun için gazetecilik, iktidarın hoşuna gitmeyecek soruları sormamak, yazılmaması gerekenleri bilmek, fazlasını kurcalamamak ve en önemlisi, tehlike sınırını aşmamak demek o zatı muhterem için.
Aslında yıllar yıllar önce bir arkadaşımın bana dediğini demek istemiş. “Ateşi, maşa varken neden elinle tutuyorsun?” Yani diyor ki: Gerçeğin bu kadar yakıcı olduğunu biliyorsan, neden ona doğrudan dokunuyorsun? Neden araya bir mesafe koymuyorsun, neden kendini yakıyorsun? Oysa mesele tam da burada. Eğer herkes ateşe maşayla dokunursa, kimse ateşin gerçek sıcaklığını hissetmez. Ateşin yaktığını göstermek için, bazen onu gerçekten tutmak gerekir!
Bu yüzden susmamayı seçen, bedel ödemeyi göze alanlar var, her alanda, her yerde.
Onlar, ateşi tutanlar! Bir mesleği, ahlâklı olmayı, dostluğu, sevgiyi, aşkı, insan olmayı ve insan kalmayı koşullara uydurmayı reddedenler. Çünkü insanlık, şartlara göre eğilip bükülebilecek bir şey değildir. Eğer gerçeği olduğu gibi anlatamıyorsan, dostlarına dürüstçe yaklaşamıyorsan, sevgini özgürce ifade edemiyorsan, adaletin peşinden gidemiyorsan zaten kaybetmişsindir.
Bazı yerlerde, bazı zamanlarda zor ve zorba olsa da, gerçek ne coğrafyaya, ne de koşullara bağlıdır. Gerçek, her yerde gerçektir. Adalet her yerde adalettir. Sevgi, aşk her yerde sevgidir, aşktır; hırsızlık, arsızlık her yerde kirlidir, kötüdür.
Gölgesiz insanlar yığınının kulağı sağır, gözü âmâ, dili lâl. Almanya’da da…
Hamiş: 29/01/2025 Almanya’da bir önerge Afd yani sağcı, yani faşist oyların desteğiyle meclisten geçti!
“Tarihi birgün, negatif anlamda.”
Canan Kayışlı 31/01/2025

