Özcümle

Aldım kendimi, tuttum elinden; yürüyorum kendimle, kendimi büyütüyorum, çoğaltıyorum ve iyileşiyorum!
“Hayatın kaldırma gücüne” teslim oldum…

Sözünü anlamayanın, ruhunu görüp anlamasını beklemek gafletine düştük!

Canan Kayışlı

Hep böyle bir, kutsal ve bilge zeytin ağacı gölgesinde, kırk yıl hatırlı kahve ve dost sohbetiyle geçseydi ömrümüz, incitmeden, incitilmeden.

Canan Kayışlı

Kendisizliği/ni taşımaktan
Biçare ve yorgunsun…
Gör artık, kör!

Anneler öpünce geçerdi acılar, hafiflerdi sızılar; yaralar iyileştirdi…
Sen beni hiç mi öpmedin anne?

Can acıtmak için, “canını” eğmemeli insan!

“Kendimi dinliyorum, gözlerim kapalı”*
Duyamıyorum.
Duyduklarım kulağıma mezar!

Ruhunu ört üstüme,
üşüyorum!

*(Elbette ki Orhan Veli’den ç-alıntı/mülhem)

Mürekkep yalamak değil, mürekkep içmişliğim vardır, sarhoşluğum kelimelerden…

İçime bahar düştü,

başıma portakal çiçekleri…

Sözünü bile anlamak istemeyenin, özünü ve ruhunu görüp anlamasını beklemek gafletine düştük!

İnsan hayata sığ(a)mıyor, iğreti yaşıyor, kendinin kıyısında…

Düş’tüm.

Düştüm.

Düşlerim kanıyor…

Bir balon olup uçmak vardı ya!
ayaklarıma taş bağla(n)masaydı(m) eğer…

Yorgunum.
Dünden geldim.

Bir kabusun içinde kayboldum, uyanmayı bekliyorum!

Ne kadar ıssız bir kalabalıksın ve ne kadar az!

Nereli olduğunu sormadım.
Yara’lıydı,
Tanıdım.

Seni ararken kendimi buldum.

Kaldığımız yerden yeniden başladık sanıyordum,
meğer hiç bir yerde kalmışız.

Okumadığı için övünenler var, “olmuş” onlar, olmuş ve bitmiş!

Günün özlenmediği bir akşamdı/n…

Fotoğraf: Mevlüt Asar (Niederrhein-Aşağı Ren)

Kelimelerim de depremzede, onlar ve ben birlikte, göçük altında kaldık!

“Hiç” olmak “herkes” olmaktan daha onurlu!” Var olmayı size bıraktım!

Ömrünü okudum, kendi ömrümün içinden…

Kutsal ve bilge zeytin ağacı gölgesinde, kırk yıl hatırlı kahve ve dost sohbetiyle geçseydi ömrümüz, incitmeden, incitilmeden.

“Yaşam yorgunuyum” deme..
Çünkü yaşamak değil, daha çok yaşamamak yoruyor insanı, yaşayamamak…

Kendimi unutmuşum, almaya geldim…

Söyleyemediğim, söylemeyip hamallığını yaptığım sözlerin yorgunuyum…

Hayatımız çiçek açar mı, yine yeniden, bir gün!

Vurgun yedim,
Şiirden.
İflah olmam gayrı.

Bir parça mutluluk, “bir/az” iyi insan ve birkaç şiir ısmarladım hayata, gerisi senin/sizin…