İnsan Kılığında Şeytan

Yaşadığımız dünyada ‘iyi’ veya ‘verici’ olmanın olumsuz ve kötü bir şey olduğuna ikna olmamıza ramak kaldı. ‘İyi niyetli olmak’ sanki ‘enayi’ olmak, ‘verici olmak’ sanki ‘sömürülebilir’ olmak, birini ‘kurtarmak’ istemek sanki ‘kurban’ olmak gibi algılanıyor. Çünkü çoğu ‘iyi insan’ konuyu bu şekilde deneyimliyor, olumsuz etkileriyle yaşıyor.

Neden peki?

Çünkü aslında hayat bizden denge kurmamızı istiyor. Kendimize iyi gelmeden başkasına iyi gelemeyeceğimizi, kendimizi sevmeden başkasını sevemeyeceğimizi, biz zor durumdayken başkasına yardım etmenin ‘tanrıcılık oynamak’ olduğunu idrak etmemizi, haddimizi bilmemiz ve kimseye hak ettiğinden fazlasını vermememiz gerektiğini çünkü bunun kendimize haksızlık ve adaletsizlik olduğunu kavramamızı istiyor. Kendimizi ‘var etmemizin gerekliliğini hatırlatıyor. Bunu gözümüze sokarak yapıyor üstelik. Çünkü çoğu kez içeride bu bilgiye sahipken direniyor, tutumumuzu değiştirmiyoruz. Bu durumda hayat karşımıza pes etmemiz ve dönüşmemiz için daha zor sınavlar çıkarıyor. Arrivistler, sosyopatlar, narsistler, pervertler aracılığıyla öğrenmemiz gerekiyor dersimizi. Abartmıyorum, gerçekten de toplumda artık bu kişilik bozukluklarına her adım başı rastlanmakta. Biz ‘sınır koymayı’ öğrenmedikçe de hep bu kişilerle kesişecek yollarımız.

Yukarıda saydığım kişilik bozukluklarından kanımca en tehlikelisi narsizm. Bu kavramla ilgili araştırma yaptığımızda sanki daha çok ‘başkalarından daha üstün olduğunu düşünmek’, ‘kendini fazla önemli görmek’, ‘kibirli tavırlar sergilemek’, ‘daha düşük statüde olduğunu düşündüğü kişilere üstünlük taslamak’ ve ya ‘üst sınıf ve statüde olmaya aşırı önem vermek’, ‘yüksek övülme ve onaylanma isteği’ gibi özelliklerle tanımlandığını görürüz. Oysa ki hayatınıza bir narsist girdiyse veya narsist bir ebeveyne sahipseniz konunun bu kadar masum olmadığını anlarsınız.


Narsist kişilik bozukluğu olan kişi öncelikle sizi bir proje edasıyla inceler. Hangi
konularda zayıflıklarınız, hassasiyetleriniz varsa onları sepetine atar. Çünkü sizi
sömürmeye tam da o malzemeleri kullanarak gerçekleştirecektir. Empati
yeteneğiniz gelişmişse, verici ve yardımsever biriyseniz, vicdan ve merhamet
duygularınız yüksekse (evet bunlar sizi insan yapan unsurlar ve aslında her biri
birer erdem ama maalesef bir narsiste yem olmanızı sağlayan özellikleriniz aynı zamanda) narsist sizi gözüne kestirir. Sizin ihtiyacınız olan şey ne ise ona
bürünür, duymak istediğiniz ne ise onu söyler. Siz aradığınız dost, sevgili, ihtiyacınız olan sevgi, ilgi, sıcaklık o sanırsınız. Bu sadece bir stratejiden ibarettir oysa ki. İçinizde derinlerde bir yerde her daim bir şüphe olacaktır. İçinizi kemirecek bir duygu, emin olmadığınız noktalar ve sürekli gel-git yaşatan duygularınız. Bir yanınız yanlış bir yerde olduğunuzu söylerken diğer yarınız (ihtiyaçlı, bağımlı tarafınız) ona çekilecek. Ama hiç bir zaman tatmin
olamayacaksınız. Çünkü narsist kendi yönetmek istediği için o karar verdiğinde gelecek, siz ona ihtiyaç duyduğunuzda değil. Siz ona boyun eğmez, ona istediğini vermezseniz sizi cezalandıracak, kendisinden ve isteklerinizden
mahrum edecek, kendinizi çölde hissedeceksiniz. Asla sizin sorunlarınızla
ilgilenmeyecek çünkü empati yeteneği ve sevme kapasitesinden yoksun. O
muhteşem bir oyuncu, profesyonel bir yalancı ve düzenbazdır. Bir sorun
yarattığında suçlu hep siz olacaksınız. Yansıtma yöntemiyle sanki olanların
sorumlusu sizmişsiniz gibi kurgular yapacak hatta onun ağzından çıkmış
cümleleri siz sarfettiniz diyecek, inanacak hatta kendinizden zaman zaman
şüphe edeceksiniz. O asla özür dilemeyecek, size diletmeye çalışacak, bundan
beslenecek. Size hakaret edecek, aşağı çekmeye çalışacak, size ulaşamadığında çevrenizdeki insanlara sizi kötüleyecek, onları size karşı örgütlemeye çalışacak. Hal böyleyken, bir narsistten nasıl kurtulacağız? Bu çok zor bir konu. Öncelikle psikolojik destek almalıyız. Tek başına içinden çıkılması yazıldığı kadar kolay değil.

Ona güvendiğinizi, onu sevdiğinizi asla söylemeyin. Ondan özür dilemeyin. Narsistinizi beslemeyi bırakın. Ancak bu yolla kurtulabilirsiniz. Çözüm aslında sınır koymakta. Konunun en başında yazdığım gibi fazla verici olmak da bir hastalıktır. Kendi olamama durumudur. Ya da kendini yok sayma. Kendini gerçek anlamda var edebilmiş kişi sınırlarını koruyabilendir. Bir ego(kimlik) oluşturabilmeniz için karşınıza şişik egolar çıkar. Ve size bir benliğinizin olduğu evren tarafından hatırlatılır. Yoksa bir sonraki aşama tamamen yitik bir hayat ya da başka bir deyimle yok olmaktır.

Lütfen var olunuz.


“İnsan Kılığında Şeytan” için 2 cevap

  1. Şükrü Öztürk Avatar
    Şükrü Öztürk

    Bir narsistin manipülasyonlarından kurtulmak hiç kolay değil.Narsist kurbanı olarak son dönemde yaşadıklarım ve mücadelem devam edecek.Harika tespitlerin ve uyarıların için teşekkür ederim Anet’cim

    Liked by 1 kişi

  2. Hülya. K Avatar
    Hülya. K

    Evet gözüme soka soka kendime haksızlık ettiğimi gösterdiler… Sevgiler Anet’cim

    Liked by 1 kişi

Şükrü Öztürk için bir cevap yazın Cevabı iptal et