OUAE NOCENT DOCENT/Yaralarından Öğrenirsin.

 Temizlik yapıyorum. Ama her anlamda. Evden başladım, hafifledim. Uzun zaman önce başlamıştım hayatımdan “insan” temizlemeye. Sayıca az olsalar da, zayıf zamanlarıma denk gelip çatlaklardan sızanların  bir kısmını anlı şanlı gönderdim, kalan “hiçkaç” için de uğurlama merasimi planlıyorum! Henüz konuşup konuşmama, yapıp yapmama arifesinde,  düşünme faslındayım, araftayım.

Sus değmez diyor bir yanım; diğer yanım “konuş” diyor, konuş ki birileri kendini kuru fasulye gibi nimetten saymasın; iyi, güzel, doğru saymasın. İyiliğin sadece yakınına yapılan olmadığını, iyi olma halinin içinde acısa da, acıtsa da mertlik ve dürüstlük olduğunu söyle diyor.

Sus diyen yanım “birilerini terbiye etmek sana mı kaldı da ” diyor!

Susma diyen mendebur tarafım “mecbursun, insan olma yolculuğun bunu gerektirir” diyor.

Sus diyen yanım “elini çek diyor, çünkü melek/si görünse de, bazı bazı insanlar sadece insan/sıdır ve çamuru bulaşır” diyor, asi yanım ise, sen ki geceye ve yıldızlara  aşıksın, sen ki göğe sevdalısın, karanlıktan ve karanlık insanlardan korkma, bırak onlar ışıktan ve aynadan korksun, “susan karanlığın hiçliğinde olmak sana yakışmaz” diyor.

Bir yanım, öteki yanımla savaş halinde; kazanan yenilendir, yenilen ise kazanan. Ben kimden yana olacağım, ne yapacağım? Halet-i ruhiyem öfff öfff… Hayatımdaki insanların günah çıkarma “sakrementi” gibi oldu değil mi? Evet tam da bu, çünkü “mea culpa”, çünkü ich bin schuldig, çünkü kendime karşı suçluyum! Papaz, rahip, peder, haham, hoca, müftü, derviş, guru, papa…

Beni benden gayri kim affedebilir?

Ben beni affedemiyorum! 

  Canan Kayışlı 21/11/2021

*Türkan İldeniz


Yorum bırakın